30 Haziran 2015 Salı

Suriye İsyandan Önce...


Suriye İsyandan Önce


2010 ve 2011 yıllarında iki ayrı grupla gittiğim Suriye de, henüz isyan başlamamıştı.
İlk gezi grubumla Suriye kentlerini ve orada yaşamak zorunda kalan Filistinlerin oluşturduğu mülteci kamplarını gezdim, ikinci grup ile Suriye deki Osmanlı yapılarını ve dini eserlerini gezdim her ikisi de bilgilendirici olan bu gezilerde Suriye konusunda farklı bakış açılarını görme şansını yakaladım.


"Suriye İsyandan Önce…" yazısının devamını okumak için tıklayınız

ayrıca bakınız suriye-halep-isyandan-once

[tags suriye, isyan, şam, halep, isyandan önce]
[category suriye, belgesel]


20 Haziran 2015 Cumartesi

Fwd: Babanızın Fotoğrafını Çekerken Dikkat Edilmesi Gerekenler - Tufan Dinarlı


Bir Babalar Günü Yazısı


Bir önceki yazımda annenizin fotoğrafını çekerken dikkat etmeniz gerekenleri yazmıştım ve 'anneciğim seni çok seviyorum bir fotoğrafını çekebilirmiyim' dediğinizde mutlaka sonuca ulaşırsınız diye bitirmiştim. Annenizin fotoğrafını çekmek isterken, kız veya erkek çocuk olsun bu lafı söyliyebilirler bir sakıncası yoktur, ama sıra babanızın fotoğrafını çekmeye geldiğinde erkek çocuklar böyle bir şey söyleyemezler,
konuyu biraz açalım;

Kız çocukları babasının fotoğrafını çekmek istediği zaman fazla bir şey yapmalarına gerek yok, sadece 'babacığım senin fotoğrafını çekebilirmiyim?' demeleri yeterli. Babalar, yeteri kadar pozu gerektiği kadar süre boyunca ses çıkarmadan verirler.

Erkek çocuklara gelince, burda işler biraz değişiyor. 'baba! Senin bi fotoğrafını çekeyim?' sözü sakın ha! ve kesinlikle ilk olarak kullanılamaz, bu aşamaya gelene kadar öncelikle yapılması gerekenler var. Çekim yapmadan günler önce babanızı hazırlamanız gerekiyor,

İşte yapmanız ve dikkat etmeniz gerekenler;

Öncelikle 'babacığım' lafı zaten kullanılmaz çünkü ilk defa kullanılacağı için inandırıcı olmaz, hemde erkek adam öyle 'babacığım' falan demez zaten(!)

ikinci olarak dikkat etmeniz gereken yapılacak bütün konuşmaların, hafta içi ve akşam yemek saatinde yapılması gerektiğidir. Neden yemek sırasında da yemekten sonra değil derseniz eğer, şöyle ki; babanız yemekten sonra genellikle elinde uzaktan kumanda ile tv nin karşısına geçer ve büyük bir olasılıkla haberleri izlemeye başlar. Ülkemizde haberlerde gösterilen ölü sayısı babanızın sinirlerin germeye fazlası ile yeter de artar bile. Her ne kadar haberlerde gösterilen ölü sayısı sizin Crysis 3 te bir saatte öldürdüğünüz adam sayısının yanına bile gelmese dahi, babanızın o oyunu oynamadığını -hatta haberinin dahi olmadığını- unutmayın, o ölen insanlara sizin kadar alışık değil ve aynı tepkileri vermeyebilir yani haberleri izlerken üzüntülü ve sinirli olabilir.

Çekime bir kaç gün kala -yemek sırasında- şöyle bir laf söylenir; 'baba, ben fotoğraf çekmeye başladım' (söylenir, işin temsili kısmı aslında laf ağızda gevelenir ama merak etmeyin babalar ne söylediğinizi anlarlar) ve genellikle şu yanıt alınır; 'artismi olcan lan başımıza!' ama olsun ilk engel aşılmıştır. Aslında bu laf, babaların, oğlan çocukları için kullandığı bir sevgi sözcüğüdür.

Bir süre geçtikten sonra babanızla aranızda şöyle bir diyalog geçer, "baba yaaa, senin bi fotoğrafını çekeyim" dersiniz, o da "bizidemi artiz yapcan lan" diye yanıt verir. Sonuç alamazsınız ama babanızın kurduğu bu cümleden yaptığınız işi kabullendiğini anlarsınız.

Bundan sonraki aşamada babanızın gençlik fotoğraflarına bir göz atın ve yaptığı işi öğrenmeye çalışın. Genellikle siz, 'baba, okuldan şu kadar lira istiyorlar' dediğiniz de, o da çıkarıp verdiği için babanızı 'bankamatik' veya yaygın bir ifade ile 'babamatik' sanıyor olabilirsiniz. Ama yanılırsınız onunda bir gençliği ve şimdi yaptığı bir işi vardır. Sabah evden çıktığında iş yaptığı yere gidiyordur, orasının neresi olduğunu araştırabilirsiniz. (bunun doğrudan fotoğraf çekimiyle bir ilgisi yok gibi gelebilir ama bu bilgi ileride işinize yarayacak.)

Diğer aşamaya geldik, yedek güçleri devreye sokun. Yani babanızın fotoğrafını çekebilmek için annenizden yardım isteyin. Gündüz çekim konusundan annenize bahsedin ve o akşam yemek sırasında (evet yine bir akşam yemek sırasında haberler başlamadan önce) annenize kaş göz işareti ile konuyu hatırlatmasını söyleyin. O da 'bey, bi poz verde oğlan çeksin' der. Yanıt olarak babanız homurdanabilir (Gördüğünüz gibi tepkileri yumuşadı) sonuç çıkmaz ama epey yaklaştınız demektir.
Ne işle uğraştığını öğrendiğiniz için başka bir akşam, bir ara yine laf arasında "baba işler nasıl yavv" diye bir soru sorun ve ekleyin "ekonomi kötü falan diyorlar gazetede okudum" bu iki cümlenin yapacağı etkiyi hemen farkedeceksiniz zaten, babanız sizin büyüdüğünüzü ve ekonomi ile ilgilendiğinizi vs.vs daha pek çok şeyi düşünecek ve sizinle gururlanacaktır. Ama bir ihtimal çekim işi yine olmadı diyelim.

Ve son çare; epey uğraştınız ancak yine de sonuç alamadı iseniz artık son çareye başvurmaktan başka yol kalmamış demektir, evet son çare olarak 'maalesef' babanıza iltifat edin. Oğlan çocuklar için "babaya iltifat et" cümlesinin ne kadar 'korkunç' anlama geldiğini biliyorum ama unutmayın son çareye geldiniz. Ancak iltifat ederken de dozunu iyi ayarlayın yukarıda belirttiğim gibi 'babacığım' falan gibi lafları sakın kullanmayın inandırıcı olmaz. Şöyle bir söz söyliyebilirsiniz mesela "baba yaaa, sen gençliğinde çok yakışıklı bir adammışsın" falan veya bir konu hakkında fikrini belirttiği zaman 'haklısın yavv.' deyiverin.

Merak etmeyin babanıza iltifat etmenin size bir zararı olmaz fazladan babanızın fotoğrafını çekersiniz.

Tüm babaların günü kutlu olsun

daha fazlası için bakınız;
Hayata dair yazılar 

ve
Fotoğraf üzerine yazılar



12 Haziran 2015 Cuma

Margaret Bourke-White


14 Haziran 1904 – 27 Ağustos 1971 Amerikalı belgesel fotoğrafçı. İlk kadın savaş muhabiri.

ayrıca bakınız

Dorothea Lange



ABD'de 1930'lu yılların ortalarında kurulan ve temel amacı, buhranın tarımsal topraklar ve işgücü üzerine etkilerini belgeleyerek, merkezi otoritenin New Deal politikalarını güçlendirmeyi amaçlayan Çiftçi Güvenliği İdaresi (FSA/Farm Security Administration) projesi süresince çekilen fotoğraflardan en tanınmışı, Dorothea Lange'ın 1936 yılında California, Nipomo'da çektiği "GÖÇMEN ANNE" adlı fotoğrafıdır.
Lange bu fotoğrafı 1936 yılında göçmen işçi kamplarına yaptığı bir aylık gezi sırasında çekmiştir. Otuz iki yaşında olan kadın, donmuş bezelye tarlasından topladığı bezelyelerle ve çocuklarının avladığı kuşlarla beslendiklerini söyler. Çalışacak iş yoktur ve başka yerlere de gidemezler. Çünkü yiyecek satın almak için arabanın lastikleri satılmıştır. Lange, fotoğrafları San Francisco News gazetesinde tanıdığı bir editöre götürür ve onlara bezelye toplayıcılarının açlıktan ölmek üzere olduklarını söyler. Editör, United Press (UP) ajansına haber verir. Ve UP'nin yardım kuruluşlarıyla temasa geçmesi sonucu kampa gıda yardımı yapılır.
1983 yılının 24 Ağustos Tarihli New York Times gazetesinde, Lange'nin fotoğrafına konu olan Florence Thompson'la ilgili bir haber yayınlanır. Lange'in çektiği fotoğrafla birlikte Thompson'ın yeni bir fotoğrafının da kullanıldığı haberde, çocukları çok hasta olan kadına yardım istekleri dile getirilir. İlk haberin yayınlanmasından bir ay sonra kadın öldüğünde, açılan fonda 15.000 dolar toplanmıştır. Dorothea Lange'in 1936 yılında yardım kuruluşlarını harekete geçiren fotoğrafı neredeyse yarım yüzyıl sonra yine aynı amaca hizmet etmiştir
daha fazlası için bakınız

Lewis Wickes Hine


(d. 26 Eylül 1874 – ö. 3 Kasım 1940)

ABD'li fotoğrafçı. Sanayi işçileri ve göçmenlerle ilgili fotoğraflarıyla tanınan fotoğraf sanatçısı.

1874'te Oshkosh, Wisconsin'da doğdu. Babası öldükten sonra 18 yaşında çalışmak ve öğrenimi için para biriktirmek zorunda kaldı. Hine, sosyoloji öğrencisi olarak Chicago Üniversitesi, Columbia Üniversitesi ve New York Üniversitesi'nde eğitim gördü. Daha sonra New York'ta Ethical Culture School'da öğretmenlik yaptı. 1905 yılında New York'ta Ellis Adası'nı ziyaret etti ve binlerce göçmenin yaşadıklarını fotoğrafladı.

1908 yılında Hine, Çocuk İşçiler Ulusal Komitesi fotoğrafçısı oldu ve ABD'deki çocuk işlerinin durumunu, çalışma koşullarını incelemekle görevlendirildi. Çektiği fotoğraflarla henüz oyun yaşında olan çocuk işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını resmederek, haklarında ayrıntılı bir rapor hazırladı.

I. Dünya Savaşı sonlarına doğru Kızlıhaç Örgütü'yle birlikte Avrupa'da çalıştı. Özellikle Balkanlar'da çocuklarla ilgili fotoğraflar çekti. New York'a döndükten sonra Empire State Binası'nın yapım aşamasını belgeledi. Hine fotoğraf çekebilmek için tehlikeli pozisyonlarda, yapının demir ve çelik iskelesinde caddede asılı kalarak en iyi fotoğrafı çekmek için uğraştı.

Yaşamının geri kalanında hükümetin projelerinde çalıştı ve 1940 yılında 66 yaşında New York'ta yaşamını yitirdi.

daha fazlası için bakınız